BİOKSAL ORAL | |
---|---|
Etken Maddeler | Sulfaklorpridazin | Trimetoprim |
Farmasötik Grup | Antibakteriyel |
Farmasötik Şekil | Oral Çözelti |
Hayvanlar | Buzağı | Hindi | Kuzu | Oğlak | Piliç |
Firma | Alke |
Bu bölümü görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için lütfen tıklayınız. | |
Bioksal, Oral Çözelti Veteriner Sistemik Antibakteriyel BİLEŞİMİ FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ Bioksal Oral Çözelti; etlik tavuk ve hindiler ile ruminasyon başlamamış genç ruminantlarda Gram negatif ve Gram pozitif mikroorganizmalardan kaynaklanan enfeksiyonların sağıtımında kullanılmak üzere sulfakloropiridazin ve trimetoprimin sinerjizması esasına göre hazırlanmış, uyumlu kombinasyondur. Sülfonamidler; temelde bakteriostatik etki göstermektedirler. Kimyasal yapı olarak PABA (Para-amino benzoik asit)’e benzemeleri nedeniyle hücre bazında kompetisyona girmekte ve sonuçta da sülfonamid PABA yerine geçerek bakterinin normal metabolizmasını inhibe etmektedir. Sülfonamidler çoğunlukla trimetoprim veya başka DAP (Diaminopirimidin) türevleri ile bir arada kullanılmaktadır. Trimetoprimin bakteriyel bazdaki bir başka basamakta yaptığı inhibisyon sonucunda çifte blokajla bakterinin gelişmesi inhibe edilmektedir. Antimikrobiyal etkisi içerdiği etken maddelerin bakterinin canlılığı ve çoğalmasını sürdürmesinde gerekli folik asit sentezinin bozulması esasına dayanır. Sulfachloropridazine dihidrofolik asit basamağını inhibe ederken, trimetophrim tetrahidrofolik asit sentezini inhibe ederek sinerjik bakterisit etkinlik şekillendirir. Sülfonamid+trimetoprim kombinasyonlarına başlıca duyarlı bakteriler şunlardır: -Gram pozitif aeroblar: Staphylococcus aureus, Streptococcus sp., Actimomyces sp., Corynebacterium sp., Listeria monocytogenes, Erysipelothrix rhusiopathie, -Gram negatif aeroblar: Enterobacteriaceae (E.coli, Salmonella sp., Klebsiella sp., Proteus sp., Yersinia sp.), Pasteurella sp., Haemophilus sp., Actinobacillus sp., Bordetella sp., -Anaeroblar: Bazı Clostridium sp., Bacteroides sp., Fusobacterium sp., Chlamydia sp., Actinomyces sp., Orta derecede duyarlı bakteriler ise bazı Mycobacterium sp., bazı Nocardia sp.’dir. Rickettsia sp., Leptospira sp., Pseudomanas aeroginosa, Mycoplasma sp. dirençli olarak kabul edilir. Bioksal Oral Çözelti; ağız yoluyla içirildikten sonra yaklaşık bir saat içinde emilerek kana geçer ve etkin yoğunluğunu 12 saat süreyle korur. Trimethoprimin buzağılardaki plazma yarı ömrü 11,3 ±0.56 saat, sulfakloropridazinin ise 13.1 ±0.86 saattir. KULLANIM SAHASI/ ENDİKASYONLARI Bioksal Oral Çözelti duyarlı bakterilerden kaynaklanan; Buzağı-kuzu ve oğlaklarda; bakteriyel orijinli diyare, koli-septisemi, bronkopneumoni, poliartritis, buzağı difterisi ve göbek kordonu iltihaplarında, Etlik piliç ve hindilerde; bakteriyel kökenli diyareler, koliseptisemi, hava kesesi enfeksiyonları, salpingitis, kolera, koriza ve stafilakok enfeksiyonlarında kullanılır. KULLANIM ŞEKLİ VE DOZU Rumen aktivitesi başlamamış buzağı, kuzu, oğlak ile etlik piliç ve hindilerde ağız yoluyla içirilerek kullanılır. Bioksal Oral Çözelti’nin evcil hayvanlardaki dozu 24-30 mg aktif madde/kg’dır. Buzağı, kuzu ve oğlaklarda kg canlı ağırlığa 0,2 ml Bioksal Oral Çözelti hesabı ile 10 kg canlı ağırlığa 2 ml olacak şekilde su, süt ya da mamaya eklenerek içirilmesi uygundur. 100 ml’lik ambalajlardaki oral pompa her basmada 1 ml atmaktadır. Toplam günlük doz ikiye bölünerek sabah ve akşam içirilmelidir. Etlik piliç ve hindilerde pratik doz, 1000 kg canlı ağırlık için 200 – 250 ml’dir. Gerekli olan miktar günlük içme suyuna katılarak kullanılır. İlaçlı suyun verilmesinden 2-3 saat kadar önce hayvanların susuz bırakılması tavsiye edilir. Tüm türlerde enfeksiyonun seyri gözlenerek 5 -7 gün süreyle uygulanır. ÖZEL KLİNİK BİLGİLER VE HEDEF TÜRLER İÇİN ÖZEL UYARILAR: Rumen florasına olumsuz etkilerinden dolayı rumen faaliyetleri başlamamış buzağı, kuzu ve oğlaklarda sistemik tedavi amacıyla kullanılmamalıdır. Sülfonamidlerin uygulanması sırasında hayvanlara su kısıtlaması yapılmamalıdır. İSTENMEYEN/YAN ETKİLER Hastalarda folik asit noksanlığı halinde sağaltım güvenliği daralır. Aynı zamanda hemopoietik sisteme olumsuz etkileri vardır. Bu durumda trombosit ve alyuvar sayısında azalma ve megablast sayısında artış görülür. Bazı hayvanlarda aşırı duyarlılık reaksiyonları oluşabilir. Tüm türlerde üriner sistemde kristal şekillenmesine neden olabilir. Bu nedenle şiddetli dehidre hayvanlarda kullanım esnasında bu husus göz önüne alınmalıdır. Böbreklere yönelik etkileri hafifletme için hastanın hidrasyonunun sağlıklı olması sağlanmalı, gerekli hallerde idrarın alkalileştirilmesi yoluna başvurulmalıdır. Homeopatik sistem ve böbrekler üzerine toksik etkileri vardır. Yeni doğan hayvanlarda dikkatle kullanılmalıdır. Uzun süreli kullanımları hepatoksisiteye ve hipotiroidizme yol açabilir. Sülfonamidler kanama eğilimini arttırdığından dolayı tedavi vitamin K ile desteklenmelidir. Köpeklerde uzun süreli kullanımı keratokonjunktivitis sikka’ya yol açabilir. Özellikle Dobermen-Pinscher ırkı köpeklerde olmak üzere tüm köpeklerde, kan tablosunda bozulma, nonseptik poliarthritis ve deride döküntülerle karakterize idiosinkratik zehirlenmelere neden olabilirler. Ayrıca sürgün, kusma, Steven Johnson Sendromu, sarılık, anemi, pıhtılaşma bozukluğu, granulosit sayısında azalma, sulfhemoglobinemi gibi istenmeyen etkileri vardır. İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ Yapılarında para-aminobenzoik asid (PABA) içeren prokain, benzokain, bütakain gibi yerel anestezikler ve prokain penisilin G ile antagonist etki oluşturabilir. Ayrıca nikotinamid, folik asit, kolin gibi B kompleks grubundan vitaminler ile bunların öncü maddeleri olan glutamik asit, metiyonin ve valin, izolösin, arjinin, lizin ve diğer bazı amino asitler de zayıf derecelerde olmak üzere sülfonamidlerin etkilerini antagonize ederler. Diüretiklerle (Tiazid ve furosemid) beraber veya onları takiben kullanılmaları durumunda trombosit sayısında ciddi azalma yapabilirler. Bu durum bilhassa kalp yetmezliği olan hastalar için önemlidir ve ölüme neden olabilir. DOZ AŞIMINDA BELİRTİLER, TEDBİRLER VE ANTİDOT Sülfonamidlerin böbreklerdeki toksik etkileri başlıca anoreksi ve depresyon haliyle kendini gösterir. Daha ciddi olaylarda, hematüri, idrarda sülfonamid kristallerinin bulunması, uretra deliğinin beyazımsı sertleşmesi, albüminüri, kandaki üre ve azot değerlerinin yükselmesi, böbrek kolikleri, anuri ve hidronefrozis gibi belirtilerle karşılaşılır. Böbreklerde kristalizasyon şekillenmesi halinde bikarbonat ya da Ringer laktat solusyonu infuze edilip alkalosis şekillendirilerek böbreklerden atılımı sağlanmalı ve bol su içirilmelidir. GIDALARDAKİ İLAÇ KALINTILARI HAKKINDA UYARILAR KONTRENDİKASYONLAR GENEL UYARILAR MUHAFAZA ŞARTLARI VE RAF ÖMRÜ AMBALAJIN NİTELİK VE MİKTARINI GÖSTEREN TİCARİ TAKDİM ŞEKLİ SATIŞ YERİ VE ŞARTLARI |
Yorumlar (0) | |
Bu bölümü görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için lütfen tıklayınız. |